21. Yüzyılda, her şeyin dijitalleşmeye başlamasıyla, aşk kavramı da değişkenlik göstermeye başladı. Artık o eskilerde ki gibi, uzun yıllar kavuşamayıp, hasret çeken aşıklar yerine, facebookdan, Whatsup’dan, Skype konuşan, Tango’dan, Foursquare, Tinder’den tanışan bir nesil var.
Bundan 30 ile 50 yıl önce evlenen, veya birbirlerine aşık olan nesile baktığımızda, ortalama tanışma yerleri çok farklıydı. Mesela mahallenin delikanlısı, yine mahallesinde bulunan kıza aşık olur veya aile, eş, dost tavsiyesi ile tanışma başlar yahut okuldaki arkadaşıyla bir yakınlaşma izdivaç ile sonuçlanırdı.
2015 yılına geldiğimiz vakit; hayatların artık tam anlamıyla dijitalleştiği net olarak görmekteyiz. Facebook ve diğer sosyal medya mecraları üzerinden, hayatımızda hiç görmediğimiz birinin hayatına girme, veya kendi hayatımızı ona dahil etme gibi deneyimlerle tanıştık.
İnternet ortamını genellikle, sosyal medya platformlarında, karşı cins ile tanışmak için kullananlar, ağırlıklı psikolojik sorunları olan kişilerdir. Örneğin bu kişi; bekarların yanında da evlilerde olabiliyor. Kimse yaşadığı hayattı hakketmediğini ve daha iyi bir hayat yaşamayı hakkettiğini düşünüyor, veya birlikte olduğu kişiyi kendine yakıştırmıyor, yahut uç noktalarda yaşıyarak ve sürekli değişiklikler arıyor. Her ne sebep olursa olsun, kişi bir anda kendini sosyal platformlarda bulabiliyor.
Artık o kişi facebook arkadaşlık uygulamalarında, Tango’da yakındaki kişleri takipte, bir mekana gittiğinde Foursquare’dan bildirim beklemekte veya Twitter’a attığı twetlere tanımadığı karşı cinslerin yorumlarında heyecanlanmaktadır.
Kişi aynı anda yüzlerce kişiyle aşk yaşanmaya başlamıştır. Biri okumuş, biri paralı, biri uzun boylu, biri renkli gözlü, biri sarışın, biri esmer her aradığı vardır. Daha iyisi, daha iyisi derken kendini sonu olmayan bir aşk üçgeninde bulur.
Her zaman, aradığı şeyin ne olduğunu kendisi bile tarif edemez, iki gün onunla konuşur, üç gün diğeriyle, ertesi gün öbürüyle görüşür… bu böyle devam eder gider.
Kurtulmaya çalışır, ama sosyal medya her tarafını sarmıştır, kendine hakim olamaz yeni bir bildirim, yeni bir mesaj, yeni bir ileti onu tekrardan heyecanlandırır ve o karmaşık çıkışı olmayan paradoks gibi aşk çemberinin içine tekrar girer.
